256. Hikmet
Muhabbetin deryasına batmış oldum,
Gemisiz o deryâdan geçemem,
Aşk cevheri dipsiz deryâ içinde gizli,
Candan geçmeyip o cevheri alamam.
Candan geçen dalgıç olur o deryâda,
Değme nâdân, tamahkâr derler orada,
Zikrini söyleyip, meşgul ol can ve gönülde,
Hayrân olup, yapacağım işimi bilemem.
Ey dostlar, hayrânlıkta dondu başım,
Bu yollarda hiç kimse yok yoldaşım,
Nedâmetsiz saçamam gözden yaşım,
Bu halimde gözden yaşı saçamam.
Gece-gündüz gurbet çek aşk yolunda,
Seherlerde çârzarb vur can ve gönülde,
Aslındır eğer bilsen su ve kilde,
Gaflet ile aşkdan haber alamam.
Aşkdan haber duyanları oldu bîdâr,
Bîdâr olup, gece-gündüz diler dîdâr,
Allah Hakkı, bîdârlara dîdâr hazır,
İşitib bunu, aşk dükkânını kuramam.
Aşka kadem koyan kullar girdi yola,
Bakmadılar çarçabuk, sağdan sola,
Ahaliden ayrılıp, gitti dağ ve kıra,
Yük devesiz yola çıksam yetemem.
Erenler bu yolda candan geçti,
Candan geçib, şevk şarabın Hakdan içti,
Seherlerde çârzarb vurub, göğsünü deşti,
Koşup-yürüyüp erenlere yetemem.
Yalandan o âşık olup, iddia eden,
Tamah edip, kişi malını adağını alan,
Mürşidler işlerine inkârcı olan,
Kıyamet gün onun halini bilemem.
Bu yollarda sahte âşık yürür yalancı,
Ey nâdân, taatın yok, hepsi laf,
Âşıkların ahı ulaşır, bilsen, tâ Kaf dağına,
Ey âşık, ne olduğunu bilemem.
Kul Hoca Ahmed, hiç bilmedin doğru yolu,
Âkil isen, masivâdan çek özünü,
Nâdânlara hikmet deyip, söyle sözü,
Nâdânlardan zerre behre alamam.