229. Hikmet
Muhabbetin pazarında cevlân kılıp,
Hoş bendeler nevâ kılıp yürür olacak,
Mahşergâhda halk içinde tuğyân kılıp,
Âsileri o gün Hakk’tan diler olacak.
Rahmân Melik’im kullara nidâ kılacak,
Nidâ işitip, kulları Rabbim diyecek,
Kıyâmetin güneşi coşup gelecek,
Âşıkların gözde yaşı akar olacak.
Marifetin meydanında cevlân kılacak,
Tarikatın gülzârını tayran kılacak,
Hakikatin bostanında seyran kılacak,
Hoş kullar nevâ kılıp yürür olacak.
Ezel günü 2 takdir kılsa Hakk cemâli,
Yüz bin âşık tutuşup-yansa, yok zevâli,
Günden-güne ziyâde olacak söz ve hâli,
Âzim yolunu kullara açar olacak.
Hakk’ı arayıp, gecelerde uykusuz kalan,
Şevk şarâbını içerim diye hevesli olan,
Öz yakasını özü tutup, ağlayan,
Sabah varsa, şevk şarâbın içer olacak.
Gece yatmayıp, gaflet uykusunu haram kılsa,
Sır zikrini, ruh zikrini tamam kılsa,
Binbir adın tesbih eyleyip, kelâm söylese,
Öyle âşık ahaliden kaçar olacak.
Vâh ne yazık, geçti ömrüm ermân ile,
Aşk yolunda olamadım samân ile,
Hakk’ı arayıp, yürümezdim ben efgân ile,
Yolunu bulan has âşıklar uçar olacak.
Muhabbetin deryâsında cevlân kılan,
Âhiretin hazırlığını ele alan,
Akşam-sabah dört darbe vurup, zikrini söyleyen,
Öyle kullar cennet içine girer olacak,
Kul Hoca Ahmed, kul olsan, durma ağla,
Halka alıp, kim zikir söylese, katıl,
Can ve gönlünü Hakk zikrine vâsıl eyle,
Vâsıl olan Hakk dîdârını görür olacak.