204. Hikmet

 
"Ey Ahmed, ey kulum" demiş Sübhan İzim,
Vardır onun şerbetleri sayısız çeşit.
Aşık kullar içsin dedi onu Mevlam,
Aşık olup o şerbetten içesim gelir.

Gece-gündüz işbu candan aşık olmaz,
Aşıkların gözde yaşı asla dinmez.
Can esirgese güzel yola girse olmaz,
Candan geçip cananeye varasım gelir.

Himmet kemerin merdanlar gibi bele bağlayıp,
Mansur gibi candan geçip darağacında oynayıp.
Aşıklar gibi sohbet içre kanlar ağlayıp,
Sübhan İzim dergâhına varasım gelir.

Laftan geçmeden hal dilini bilse olmaz,
Muhabbetin şarabından içse olmaz.
Marifetin pazarına girse olmaz,
Laftan geçip bostan içre giresim gelir.

Aşık olmadan vefa neyini çalsa olmaz,
Hazır olmadan Hak zikrini söylese olmaz.
Çeng ve rebab sazlarını düzenlese olmaz,
Sözünü dizip hamd u senâ söyleyesim gelir.

Sedef benzeri aşk makamında cevherlerin,
Mü’min kula yakındır rahmetlerin,
Aşık kula rahattır zahmetlerin,
Mihnet çekip, Hocam, sana varasım gelir.

Aşıkları her köşede kavga kılar,
Katre-katre gözyaşını derya kılar,
O deryada aşk cevheri sayısızdır,
Dalgıç olup o cevherden alasım gelir.

Kul Hoca Ahmed, uzun geceler uyanık ol,
Cahillerden daima uzak kaça gör,
Gözyaşını sarı yüze saça gör,
Yaşımı saçıp hamd ve senâ söyleyesim gelir.

sonraki
Divanı Hikmet görseller için
Resim Galerisi