220. Hikmet

 
Görün bu zamâne şeyhlerini,
Dilenci benzeri elden ele gezerler ha. 
Halklar beni azizim diye söylesin diye, 
Her meclisde halkalarını düzerler ha.

O meclisde “Hayy-Hû” kılır şöhret için, 
Şairleri şiir okurlar ziynet için,
Kız ve gençler yığılırlar sohbet için,
Avâz işitip, her taraftan gelirler ha.

Meclisine kadınları getirirler,
Halka kurup, karşısında otururlar,
Derdin var diye o kadına dokunurlar,
İşte bu benzeri bâtıl işleri yaparlar ha.

Vesvâs olsa, zebun işi hem kılırlar,
Bazıları sine üzre dem kılırlar,
Tale’ görüp, bir kara koy em kılırlar, 
Öfke-bağrı yürek ile kakarlar ha.

Nâdân, câhil cem olarak “Hayy-Hû” diye,
O günâhkârı pir kılırlar şeyhim diye, 
Şeyhlerinden bana cezbe değdi diye,
Halka içre mest şutur gibi ağnarlar ha.

Halklar ara gezip yürüyüp mürid ister,
Bana mürid ol diye halkı kovalar,
İşte bu benzeri içi kavak kuru destâr, 
Gönülsüzü zordan mürid ederler ha.

Bu günâhkârlar arzu kılır şeriat diye,
Söyler halka bid’at işi tarikat diye,
Fahr ederler ben olmuşum hakikat diye,
Bu yalancılar yalan dâvâ kılırlar ha.

Sâdık olup, şeriata amel kılmaz,
Âlimlerin söyleyen sözün doğrusunu bilmez, 
Riyâzetli dervişleri göze iliştirmez,
Cihan içre ben-ben deyip yürürler ha.

Mürşidlik dâvâ kılır, şartını bilmez, 
Helal-haram sünnet, bid’at farkını bilmez, 
Ebu Hanife mezhebinde asla yürümez, 
Mübtedinin mezhebinde yürürler ha.

Ellerine ucu tığlı asâ alıp,
Başlarına destârını koca kılıp,
Sahra gezip, ahalinin nezrini alıp,
Helal, haram fark etmeden yürürler ha.

Ey dostlarım, bu öğüdüme kulak ver,
Âkil isen, Mustafa’nın şeriatını tut,
İşte bu benzeri günâhkâr şeyhden uzak kaç, 
Yoksa seni şeytan benzeri aldatırlar ha.

Kul Hoca Ahmed, nefs yoluna girme sen, 
Bunlar ile yoldaş olup yürüme sen,
İtaatli olup, itikadını verme sen,
Dinin alıp, cehennem içine çekerler ha.
    
    


sonraki
Divanı Hikmet görseller için
Resim Galerisi