245. Hikmet
Hakk Mustafa ümmetim diye ağlayıp geçti,
Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?
Bu dünyâdan yürek-bağrını dağlayıp geçti,
Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?
Gerçek ümmetini can ve gönülden sevdi Rasûl,
Hakk Teâlâ duâsını kıldı kabul,
Ümmet için Hakk önünde dâim melûl,
Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?
Ümmetliğin nişânıdır ağlamaklık,
Can ve gönülde Hakk sözün dinlemeklik,
Hakk Rasûl’den aşk sırrını dinlemeklik,
Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?
Ağlamayım mı, ağlamayım mı yolda kaldım,
Yolsuz yolu ukbâsından harıb taldım,
Muhabbetin asâsını ele aldım,
Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?
Hakk Teâlâ “yuhibbuhum” dedi bize,
“Ve yuhibbunehu” beyanıdır bizden O’na,
Muradillah muhabbetdir bize ona,
Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?
Ağlamakdır bu âlemde can rahatı,
Ruh-ı revân, iman-İslam selâbeti,
Muhabbetin şarâbının halâveti,
Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?
Ağlayanlar Hakk cemâlini görür imiş,
Gözyaşına sekiz cennet verir imiş,
Hakk Mustafa ağlayanı sever imiş,
Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?
Âdem Safî bu dünyâdan ağlayıp geçti,
Şit ve İdris bu âlemde mâtem tuttu,
Nuh-ı Nebî ağlaya-ağlaya kanlar yuttu,
Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?
Hiç peygamber bu dünyâda güldüğü yok,
Ağlamaktan başka işi bildiği yok,
Muhabbetten özge metâ aldığı yok,
Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?
Âşıkların berg-i sebzi, aziz başı,
Âbidlerin tuhfesidir gözün yaşı,
Zâhidlerin tuhfesidir kılan işi,
Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?
Hakk Mustafa o şu gecesi mi’raca vardı,
Rabbinin dîdârını orada gördü,
Yüz bin soru Rabbinden ağlayıp sordu,
Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?
Gözyaşını Hüdâ özü kabul kıldı,
Yüz bin âsî, ümmetlerini dileyip aldı,
Değme bilge bu sırlardan hayrân kaldı,
Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?
Kul Hoca Ahmed, ağlamayım mı menzil uzak,
Yolsuz yola girdim ise, yoktur hazırlık,
Ey dostlar, gözyaşıdır oraya hazırlık,
Mustafa’ya ümmet olsam ağlamayım mı?