237. Hikmet
Seher vaktinde dizini büküp, yaşını döküp,
Mahşer günü âşıkların sana ağlar.
Muhabbetin şevki ile derdini okuyup,
Mahşer günü âşıkların sana ağlar.
Dinmeden yürüyüp, gönül derdini sana söyler.
Tevbe edip, nefsi incitip, sana döner,
Hakk’a yakın dervişleri sana söyler,
Mahşer günü âşıkların sana ağlar.
Aşkın senin can ve gönlün arasında,
Derd-gamına yürek-bağrım pâresinde,
Ateşli aşkın evliyâlar arasında,
Mahşer günü âşıkların sana ağlar.
Aşkın seni candan geçip, iman örter,
Onun için her gün yüz bin şevki artar,
Gerçek âşıklar rahatı bırakıp, mihnet ister,
Mahşer günü âşıkların sana ağlar.
Tan atana kadar dinmeden ağlar, dâima uykusuz,
O azize ihlâs kılıp, varın zinhâr,
Dünyâ âhiret talak kılıp, diler dîdâr,
Mahşer günü âşıkların sana ağlar.
Gerçek âşıklar gizliden yanar, bilmez kişi,
Gözlerinden dinmeden akar kanlı yaşı,
Allah söyler cünbüş kılır içi dışı,
Mahşer günü âşıkların sana ağlar.
Ey Kâdir, aşkın ateşi can yandırır,
Âşıkların gâh öldürür, gâh diriltir,
Aşk şiddeti tuğyân kılıp, nûr doldurur,
Mahşer günü âşıkların sana ağlar.
Allah aşkı yürek-bağrım pâre kıldı,
Diri aşkın gizliden dikip, yâre kıldı,
Çöllerde Mecnun ile meclis kurdu,
Mahşer günü âşıkların sana ağlar.
Kâfir aşkın can ve dilim çılgın kıldı,
Talep eyleyip, halk içinde rüsvâ kıldı,
Mansûr gibi âlem bana kavga kıldı,
Mahşer günü âşıkların sana ağlar.
Bir katre mey tatmadıkça Hakk’ı bilmez,
Derd ve hâlet değmedikçe, boy alamaz,
Pîr-i muğân nazâr kılmayıp yola girmez,
Mahşer günü âşıkların sana ağlar.
Kul Hoca Ahmed, gerçek âşıklar topraktan hor,
Zâhirlerin her kim görse, kılacaklar ar,
Kıyâmet gün Hakk önünde o itibar,
Mahşer günü âşıkların sana ağlar.