140. Hikmet
Aşk dâvasını bana kılma, sahte âşık;
Aşık olsan, bağrın içinde göz kanı yok.
Muhabbetin şevki ile can vermese,
Boşa geçer ömrü onun, yalanı yok.
Aşk bağını sıkıntı çekip yeşertmesen,
Hor görülse kötü nefsini öldürmesen,
"Allah" diyerek içe nuru doldurmasan,
Vallah, billah sende aşkın eseri yok.
Hakk zikrini can içinden çıkarmasan,
Üçyüzaltmış damarlarını kımıldatmasan
Dörtyüzkırkdört kemiklerini kul eylemesen,
Yalancıdır Hakk’a âşık olduğu yok.
Nefsten geçip kanaatı huy edinen,
Her kim tepse, râzı olup boyun sunan,
İyilere hizmet eyleyip dua alan;
Öyle âşıkın mahşer günü üzüntüsü yok.
Rahatı bırakıp can sıkıntısını hoşlayanlar,
Seherlerde canını incitip çalışanlar
Hay u heves , ben-benliki terkedenler,
Gerçek âşıktır, aslâ onun yalanı yok.
Aşk derdini dertsizlere söyleyip olmaz;
Bu yolların engeli çok, geçip olmaz;
Aşk cevherini her nâmerde satıp olmaz;
Habersizlerin aşk kadrini bildiği yok
Aşka düştün, ateşe düştün, yanıp öldün;
Pervane gibi candan geçip kor ateş oldun;
Derde doldun, gama soldun, tilbe oldun;
Aşk derdini sorsan, aslâ dermanı yok.
Başın gider bu yollarda, hazır ol
Aşık yolunda ölmeden önce muhakkak öl
Pir eteğini sıkı tutup hizmet eyle
Hizmet eyleyenin aslâ yolda kaldığı yok.
Aşık değil, sevdiğine can vermese,
Köylü değil, saban koşturup ekmek vermese,
Burada ağlayıp âhirette can vermese,
Yolda kalanın Allah kokusunu aldığı yok.
Ey habersiz, aşk ehlinden beyan sorma
Dert iste, aşk derdine derman sorma
Aşık olsan, zâhidlerden nişan sorma
Bu yollarda âşık ölse, tavanı yok.
Zâhid olma, âbid olma, âşık ol
Mihnet çekip aşk yolunda sâdık ol
Nefsi tepip dergâhına lâyık ol
Aşksızların hem canı yok, imanı yok.
Aşk sevdası kime düşse, rezil eyler
Nur gönderip Hakk kendine tutkun eyler
Mecnun gibi aklını alıp Leylâ eyler
Allah tanık bu sözlerin yalanı yok.
Kul Hoca Ahmed, candan geçip yola gir
Ondan sonra erenlerin yolunu sor
Allah diyerek, Hakk yolunda canını ver
Bu yollarda can vermesen, imkânı yok.