254. Hikmet
Tevfik verse Hak İlahım, tevbe kılsam,
Tevbe kılmayıp ölüp gitsem, ne yapayım ben?
Pîr-i muğan Hâdî olup, yola girsem,
Yola girmeyip ölüp gitsem, ne yapayım ben?
Gıybet sözünden bu dili şimdi çeksem,
Eğri yoldan çıkıp, doğru yola girsem,
Namaz kılıp, riyâzetde boyun sunsam,
Boyun sunmayıp ölüp gitsem, ne yapayım ben?
Tevbe kılsam, Hocam kabul kılar mı ki?
Günden-güne taatlarım artar mı ki?
Pîr-i muğan kendine doğru çeker mi ki?
Bu haletde ölüp gitsem, ne yapayım ben?
Kâfir nefsim kötü yoldan döner mi mi ki?
Hasret ile gaflet şafağı atar mı ki?
Bütün nâdân bu dünyadan geçer mi ki?
Şafak atmadan ölüp gitsem, ne yapayım ben?
Melekül-mevt gelir bir gün can almaya,
O haletde mecal kalmaz dem vurmaya,
Söyler dilin koymaz orada söz demeye,
Söyleyemeden ölüp gitsem, ne yapayım ben?
Mal ve evlad, çoluk-çocuk tümü kalır,
Hepsinin hesabını senden alır,
Halin nice olur seni, Tanrım bilir,
Bu hal ile sefer kılsam, ne yapayım ben?
İmanlı kul ölüp varsa, cennete girer,
Cennet girip, huriler ile işret kılar,
Her tarafdan Rıdvan gelip, selâm eder,
Cevap vermeyip ölüp gitsem, ne yapayım ben?
Kul Hoca Ahmed tevbe eyle, ölmeden önce,
Hak Teâla soru-sual kılmadan önce,
Mahşer günü terazisini kurmadan önce,
Amel kılmayıp kervan gibi göçsem ne yapayım ben?