188. Hikmet
Sübhan İzim has aşkını kıldı inâm,
Aşık olup pak aşkında yanmayım mı?
Özden özge talebleri kıldı haram,
Bende olsam yalnız özünü sevmeyim mi?
Hangi kul yalnız sevse sultan kılar,
On sekiz bin alem içre ifşa kılar,
Hizmetliler taç, saray inşa kılar,
Bu sözü işitib ona canım vermeyim mi?
Hak teala aşıklara verdi kaftan,
Can verirken yağıp geçti rahmet suyu,
Aşıkların her tüyünde bin erdem,
Mihnet çekip erdemler görmeyim mi?
Allah söyledi: "Rahmetimden aşkı yarattım",
Onun için aşıkları çok ağlattım,
Derd ve bela, mihnetlere bel bağlattım,
Belim bağlayıp aşk yolunda ölmeyim mi?
Aşıklara vade kıldı didarını,
Özü bilir didar için hastasını,
Geceleri donup çok ağlayan uykusuzunu,
Uykusuz olup Hakk’a kulluk kılmayım mı?
Dünya talibi muhterislere kulum demez,
Mahşer günü yoldan çıksa yola salmaz,
Susayıp, çatlayıp feryad eylese, elini almaz,
Dünyayı tepip ahireti sevmeyim mi?
Hocam söyledi: "Gerçek kula vereyim ülüş,
Şartı odur bana doğru kılsa yürüyüş,
Nefsden geçip şeytan ile kılsa savaş...
Nefsden geçip riyazetde solmayım mı?
Rahmetimden ümid tutsan, seherde kalk,
Gece yatmadan, gündüz ağlayıp Hakk’ı bul,
Ondan sonra arı olup nefsi tep...
Nefsi tepip Hakk’a kulluk kılmayım mı?
Sıratı geçmeden bende olsan, “kah-kah” gülme,
Cennete girmeden bu dünyada hürrem yürüme,
Didar görmeden ağlamayı zinhar koyma,
Burada ağlayıp ahiretde gülmeyim mi?
Yazık ki, ömrüm Hakk’a yanmadan boşa gitti,
Muhabbetin camını içmeden vaktim yetti,
Kime söyleyip, kime ağlayım, başım dondu,
Nedâmetde saç ve sakal yolmayım mı?
Asi, cafi kulun içre ben günahkar,
Günahımı afv eylesen, özün Gaffar,
Rahmet ile ayıbımı örtsen, adın Settar,
Ümid tutup dergâhına gelmeyim mi?
Hak teala rahmet ile bana baktı,
Rahmet suyu gözlerimden dinmeden aktı,
Aşıklara aşk çakmağını yakıp çaktı,
Aşkın okuyup ahaliye yaymayım mı?
Kulluk içre adet kılayım, etsen kabul,
Yokluk içre eda bolsam Rasul misali,
Bu alemde hiç kimse yoktur benim gibi yaralı,
Garib olup asitanende ölmeyim mi?
Lutf ve kerem ihsan kıldı, bilemedim,
Şakir olup O’nun şükrünü kılamadım,
Pervane gibi bin tasadduk olamadım,
Pervane gibi yanıp kül olmayım mı?
Gece, seherler bidar kıldı ağlasın deyip,
Yaşını döküp aşka belini bağlasın deyip,
Tutuşup yanıp yürek bağrını dağlasın deyip,
Dağını alıp Hak önüne varmayım mı?
Vahdaniyet deryasından haber verdi,
Allah özü Hadi olup yola saldı,
Cehennem içre kalmasın deyip elimi aldı,
Can ve kalbimi öyle Hakk’a vermeyim mi?
Allah söyledi: "Canı verdim taat kıl,
Yüz bin bela sana salsam takat kıl,
Beni arayıp ağlamayı adet kıl”,
Belasına sâbir olup yürümeyim mi?
Hak teala selam söyledi yananlara,
Kanlar döküp iki gözünü oyanlara,
Canı cana ekleyip yürüyenlere,
Hançer alıp gözlerimi oymayım mı?
Hak pertevi kime düşse, bilge kılar,
Gönlü ışıyıp batınlarını binâ kılar.
Marifeti söyleyip özünü söyler kılar,
Söyler olup Hak yollarını demeyim mi?
Selam söyledi dostlarına Hak mihriban,
”Burada ağlayın, ahirette kılayım handan".
Hak yolunda aşıkların canı kurban,
Bu sözü işitip yüz bin canımı vermeyim mi?
Ben defter-i sâni söyledim derde derman,
Bir ve Var’ım kulum dese kalmaz hüsran.
Her ne kılsa, özü kılar, Hakk’tan ferman,
Fermanında hazır olup yürümeyim mi?
Kul Hoca Ahmed, bu dünyada gamsız geçtin,
Hakk’tan korkmadan tan atana kadar durup yatdın.
Dünya dileyip Hak zikrini dışlayıp atdın,
"Tubu ileyh" okuya-okuya ölmeyeyim mi?