201. Hikmet
Şeriatın şeraitini terk etmeden,
Tarikatın işlerini eda kılsun.
Tarikatta perhiz kılıp takva kılan,
Görüp, bilip, helalinden uzak kılsun.
Hakikatın deryasından cevher alan,
Marifetin meydanında cevlan kılan.
Yanıp-pişip iç bağrını ateşe salan,
Öyle aşık elif endamını bükük kılsın.
Kıyametin şiddetinden matem kursan,
Yeni derviş gibi halka içre özünü vursan.
Kıyametin şiddetinden nara çeksen,
Mahşer yerinde gözyaşını tanık kılsın.
İşbu yola giren aşık candan geçer,
Candan geçip şevk şarabını doyası içer.
Ölüm seferi kılsa paçasını kefen biçer,
Feryad vurup eşiklerde seda kılsın.
Kıyametin şiddetini bilmeyenler,
Garib, fakir görse göze iliştirmeyenler.
Emr-i maruf, nehy-i münker kılmayanlar,
Has ulular sana ne diye dua eylesin?
Hak zikrini söyleyenleri düşman tutan,
Benlik kılıp yahşıları basıp geçen.
Helal-haram farkın kılmayıp alıp yutan,
O fâsıkın kalbini ne diye sefa kılsın?
Tekebbür ve benlik ile heva kılan,
Halk içinde her ne kılsa riya kılan.
Gece-kündüz dünya için sevda kılan,
O bendeyi ahirette geda kılsın.
Halk içinde tesbihi ele alıp yürüyen,
Şeyhim diye Nâdânlara va’azın söyleyen.
Adağını alıp gelir mi deyip bakıp duran,
Pir odur ki, zahir, batın sefa kılsın.
Gece-gündüz Hakk’dan korkup duran kişi,
Özünü bilir özge ile yoktur işi.
Ondan sonra nura dolar iç ve dışı,
Hakk’dan korkup gözde yaşını revan kılsın.
Kulum diye Hak emrini kılmayanlar,
Nasihatı kulağına almayanlar.
Kar ve ziyan olduğunu bilmeyenler,
O fâsıklar Hakk’a ne diye vefa kılsın?
Hikmet işitip, ağlamayan adem değil,
Gönlü katı, gözü onun nemli değil.
Kuşkusuz bilin, dini onun sağlam değil,
Kan ağla, gözünün yaşını deva kılsın.
Ey gafil, Nâdân ile ülfet olma,
Nâdânların sohbetine özünü vurma.
Hak kahrından korkup ağla asla gülme,
Kul Hoca Ahmed aşıklar gibi neva kılsın.