226. Hikmet

 


    
Hoş gâibden hâzır olan dervişleri,
Canım ile durup mihmân kılsam mı ki? 
Yollarına başım koyup, yüzüm sürtüp, 
Toprak olup, feyz ve fütuh alsam mı ki?

Dervişlerin her bir sözü derde dermân, 
Dervişlere güvenmeyeni sevmez 
Sübhân, İhlâsı yok âdâbsızlar yolda kalan,
Dervişlerin ayağının tozu olsam mı ki?

Sıdkın ile Allah de, hal ve fırsat,
Hakk zikrini vird eyle, dem ganimet,
Halka içinde figân eyle, verir kuvvet,
Yâdını söyleyip, canım kurban kılsam mı ki?

Engel aşıp, göğsünü deşip, yolu bul, 
Olgunlardan her sır görsen, örtüp kapa, 
Kimi görsen, Hızır bilip, elin öp,
Erenlerin yolunu arayıp yürüsem mi ki?

İşte bu yola girdim ise, hayrân kaldım, 
Başım donup, aklım azdı, sersem oldum, 
Bilge idim, pirsiz yürüyüp, nâdân oldum, 
Pîr-i muğân hizmetinde yürüsem mi ki?

Dergâhına varıp kapısına yat, basıp girsin, 
İhlâs ile “Mürşidim” de, âlem gülsün,
Ondan sonra, gevher isteyip, dalıp batsın, 
Meşakkatler, riyâzetler çeksem mi ki?

Sıratı geçmeyince, kul olsan, kahkahayla gülme, 
Cennete girmeyince, bu dünyâda sevinçle yürüme, 
Dîdâr görmeyince, ağlamayı asla bırakma,
Burada ağlayıp, âhirette gülsem mi ki?

Geceleri çöksem, olur mu ki yârın vaslı,
Binbir adı, pâk Zât’ı, aslı-nesli,
On sekiz bin âlem içinde yoktur benzeri,
Kudretine hayrân olup yürüsem mi ki?

Hala demdir, sıdkın ile eyle sohbet,
Kötüden kaç, iyilerle eyle ülfet,
Çok ağlayıp, gece-gündüz çek riyâzet,
Riyâzetin potasında yansam mı ki?

Vâh ne yazık, yiğitliğim gamsız geçti,
Tevbe kılmayıp, yaşlılığım kuşatıp yetti,
Bilmeyip kaldım, ecel eli yakam tuttu,
“Tubû ileyke”* okuya-okuya ölsem mi ki?

Sözü dedim, işitenler kılsın amel,
Ümmet olsa, güzel söze kılsın cedel,
Anlamına yeten olur şeker ve bal,
Gerçek kulaklı tâliblere söylesem mi ki?

Kul Hoca Ahmed, tâliblere nâsih oldu,
Edeb saklayıp, Mustafa’ya nâib oldu,
Hakk’tan korkup, altmış üçte yere girdi,
Kalanlara sözü söyleyip ölsem mi ki?

sonraki
Divanı Hikmet görseller için
Resim Galerisi