243. Hikmet
Ey habersiz, Hakk yolunda ölmez misin?
Riyâzeti sıkı çekip solmaz mısın?
Kanlar yutup, aşk derdine yanmaz mısın?
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Kim zâkirdir, başlarına erre koysun,
Zekeriyâ gibi Hakk’ı bulup, Hakk’ı sevsin,
Allah için belin bağlayıp, candan geçsin,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Dili ile zikr edenler bulmaz sevab,
Halka içre tâ olmasa bağrı kebab,
Sahte âşık insafsızdır misli hubab,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Kan ağla, gözyaşını tanık kılsın,
Dergâhından hâcet dileyip, revâ kılsın,
Gerçek dert ile hasta ol, devâ kılsın,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Gerçek dertlinin aslını sorsan, Allah derdi,
Mahşer günü şâhid olacak sarı rengi,
Bu meydanda baş vermeklik merdin merdi,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Zâkir olsan, zikrin söyleyip, kanın saç,
Erenlere hizmet kılıp, bâtını aç,
Muhabbetsiz ahaliden dâima kaç,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Yûsuf için Yâkub ağlayıp, edâ oldu,
Ağlaya-ağlaya gözlerinden cüdâ oldu,
Eyyûb sâbir kurt elinde fenâ oldu,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
İhlâs ile kim yastansa dergâhını,
Şâhı çıkıp, o âkıbet görecek onu,
Allah için candan geçen tâlib hani,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Aşksız âdem âdem değil, Hakk’tan haber,
Nerede görsen, aşksızlara kılmayın selâm,
Söz sözlese, bakıp ona kılmayın kelâm,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Kul olsan, yer altına ağlayıp gir,
Gece uykusunu haram kılıp, hâzır kalk,
Lahid içine koyup çıksa, bir âh vur,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Ateşli âhın ruhları uykusuz kılsın,
Bütün ruhlar elini açıp, duâ kılsın,
Münker-Nekir senden kaçıp, şikâyetçi olsun,
Burada ağlayıp âhirette gülmez misin?
Kaçıp varsın Hakk Teâlâ penâhına,
Zâri kılıp, dâd eylesin dergâhına,
Duramadım âşıkların bir âhına,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Hakk Teâlâ sevip deyince has bendem o,
Sen kabrine armağan götür cennetten tül,
Haber ver, hâdim olsun yetmiş bin huri,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Münker-Nekir pervaz kılıp, cennete girince,
Hamdü senâ dinmeden söyleyip, güller derince,
Yürüyüp-koşup hûrilere haber verince,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Huri ve gılman Hakk önüne yığılıp gelecek,
Kol kavuşturup, dergâhına tazim kılacak,
Yer altına düşün, diye fermân alacak,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Yer altında âşıkım var izzet eyle,
Nimet verip, canın ile hürmet eyle,
Baş-gözünü sevip-okşayıp, şefkat eyle,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Kevser Havuzu şarâbından mihmân eyle,
“Tahura ”dan alıp verip, ihsân eyle,
Hulkpar kılıp, özlerine canân eyle,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Fermânını mehkem tutup, çabucak uçacak,
Vehmi ile dokuz gökler korkup uçacak,
Huri ve gılman kabir içinde sevinip kucaklayacak,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Hakk Teâlâ bizi sana yoldaş kıldı,
Âşıkım diye, senin ile sevdâ kıldı,
Kudret ile dillerini söyler eyledi,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Huri ve gılman yığılıp varınca Hakk önüne,
Hayran kaldım âşıkların her işine,
Âlem doldu gözden akan kan yaşına,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Ağlamanın hasiyeti bu hasiyet,
Gece-gündüz onu kıldım ben terbiyet,
Kabir içinde yemek ve işret o âkıbet,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Varıp söyle, çok ağlasın nedâmette,
Dîdârımı gösteririm kıyâmette,
Zayi bırakmam türlü-türlü melâmette,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Bu sözleri işitip, onlar bahtiyar olacak,
Kefenlerin dar bar kılıp, üryân olacak,
Sağda-solda yattıkları şâkir olacak,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?
Kul Hoca Ahmed, ağlamaya hesabı var,
Dîdârını cilve kılsa, Hakk Bir ve Var,
Nasib eylese Ey İlâhim, Perverdigâr,
Burada ağlayıp, âhirette gülmez misin?